İran asıllı Alman yazar Navid Kermani’den Almanya Başbakanı Merz’e: Pis işi yapanı alkışlayanın, kendisi de pisliktir

“`html

İran’daki Durum ve İsrail Saldırıları Üzerine Düşünceler

Navid Kermani

İsrail’in gerçekleştirdiği ilk saldırıların ardından, İran’daki akrabalarımın ve arkadaşlarımın sakin duruşu beni şaşırttı. Bombaların hedefinde nükleer tesisler, füze sistemleri ve insan hakları ihlalleriyle sorumlu yüksek rütbeli güvenlik görevlileri vardı. Ancak bu kişilerin kaybı için kimse yas tutmadı. Nükleer program, sadece onu güvence olarak gören yönetimin önceliği olmaya devam ediyor. Vatandaşlar, doğal kaynaklarla dolu bir ülkede günlerini elektrik kesintisi olmadan geçirebilmeyi umuyorlardı.

Elbette, benim gibi diasporada bulunan İranlılar, İran’daki nüfusun büyük kısmını temsil etmiyor. Biz ve ailelerimiz daha çok orta sınıfa mensup, laik ve rejim karşıtı bir anlayışa sahibiz. Ancak İran’da geçirdiğim dönemlerde dinlediğim sözler, toplumun ruh halinin nasıl değiştiğini ve özellikle Ayetullah Humeyni döneminde iktidara gelen sosyal kesimlerin eleştirilerinin arttığını gösterdi. 2022’de gerçekleşen “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestoları, yalnızca bir siyasi öfke değil, aynı zamanda ekonomik durumu da hedef almıştı. İşçiler, gençler ve etnik azınlıklar, umutsuzluk içinde sokaklara döküldü. Bugün, yolsuzluk ve servetlerini sergileyen İranlı yönetimlerden gelen öfke, toplumda hissedilir hale geldi.

Bir Nükleer Bulut Tel Aviv’e Ulaşabilir

İran’da mevcut yönetime karşı olanların, Binyamin Netanyahu‘ya duydukları sempatinin düşündüğümüzden daha fazla olmadığını belirtelim. Tarih boyunca İran halkı, Araplara karşı pek de sevgi beslememiştir. Antisemitizm, genellikle bu bağlamda, Araplara yönelik bir tutum olarak öne çıkıyor. Ancak, mevcut durumlar göz önüne alındığında, İran’daki dostlarımla birlikte herkes, Gazze’deki olaylardan derin bir üzüntü duymaktadır.

İsrail yönetimi, düşmanlarını yok etme konusunda beceri gösterirken, iç meselelerinde halkının itimadını kaybetmiştir. Aslında oldukça zengin bir ülke olan İran, iklim değişikliği nedeniyle kuruyan gölleri, kirli havası ve sosyal sorunlarla boğuşmakta. Ekonomik sıkıntılar ve yoksulluk, toplumun en kırılgan kesimlerini daha da derin bir çöküşe sürüklüyor. Nüfus, iktidar sahiplerinin zulmünden kaçmak için ne yazık ki umut aramak zorunda kalıyor.

Gün geçtikçe, İsrail’in Tahran ve çevresinde yaptığı saldırılar, halk arasında büyük bir korku yaratmaya başladı. “Acaba İran, ikinci bir Gazze’ye dönüşecek?” endişesi giderek yaygınlaşıyor. Almanya’nın şansölyesi de, bu duruma üstü kapalı bir ifade ile destek vererek durumu daha da kötüleştirdi.

TIKLAYIN | Almanya Başbakanı Merz, İsrail’in İran’a saldırarak “Batı’nın sıkıntılı işlerini” yaptığını belirtmişti.

Netanyahu, İran’daki protesto hareketlerine dayanışma mesajları vermişti. Ancak, bu durum, rejimin eline bir koz verdi. Bazı protestocular, potansiyel casusluk suçlamaları nedeniyle hapis cezasına çarptırıldı. Bugün, “Kadın, Yaşam, Özgürlük” diye haykıran bir bireyin üzerine bir İsrail atkısı koyması, ne acı bir ironidir.

İsrailli yazar Etgar Keret, yakın zamanda kaleme aldığı bir yazıda, İran’dan fırlatılan bir füzenin Gazze protestolarının yapıldığı bir meydana düştüğünü ifade etti. Birçok İsrailli aydın, insan hakları ihlallerine karşı çıkmakta ve bu duruma karşı haksız bulsalar da, İran’a yönelik saldırıları desteklemektedir. Bu noktada, onlara bir çağrıda bulunmak istiyorum; bu bombalar sadece belirli meydanlara değil, direniş gösteren kadınların yaşadığı şehirlere de düşüyor.

Birçok İsrailli, bu savaşı desteklemekte. Fakat ben bu anlayışı gerçekten kavrayamıyorum. İran’ın nükleer meseleyi tartışırken, geçmişte yürütülen nükleer anlaşmaların geçerliliği göz önünde bulundurulmalıdır. Neden müzakerelerden birkaç gün önce saldırıya geçildi? İran, nükleer gelişim konusunda hâlâ üretim aşamasında değilken, neden bu kadar yüksek bir risk alınıyor?

İran yönetiminin, İsrail’i yok etme niyeti olduğu gazetelerde sıkça gündeme getiriliyor. Fakat gerçek, bu tür tehditlerin yalnızca baskı altında kalmış bir ideoloji olduğunu gösteriyor. Birçok İranlı, bu söylemleri ciddiye almıyor. Ülke içindeki rahatsızlık nedeniyle, yönetim bile savunmalarını stratejik bir şekilde yürütmekte.

Terörizmi destekleyen İran rejimi, geçmişe bakıldığında, durumu yalnızca karmaşaya sürüklemekle kalmış; ancak Netanyahu, Hamas’a katkıda bulunan kişi olmuştur. Eğer savaşa girerse, doğru veya dolaylı olarak NATO bu işin içine çekilecektir. O zaman, bu belirsizlik kayıplara yol açabilir.

“Pis işe saygı duyan, o da pisliktir”

Bu yazım, içerdiğim tüm korkulara rağmen, çevremdeki insanların, bu savaşa karşı durmamaları gerektiğini belirtmekte. Almanya, İran’daki muhalefeti desteklemede en geri planda kalmıştır. Özgürlük arayışında olanların yanındayken, kendi iç meselelerimizi bir kenara bırakmamamız gerektiğini düşünüyorum. Almanya, İran ile ilgili şu ana kadar atılacak en iyi adım, iktidar yapısına karşı durmak olacaktır.

Sonuç olarak, Netanyahu’nun planları, aslında yalnızca daha çok kan dökülmesine ve kaosa yol açacaktır. Özgürlüğü herkesin istemesi gereken bir gelecek olarak görmeliyiz. İran halkı, özgürlüğü yalnızca sizden değil, kendi iç dinamiklerinden de bulacaktır.

“`

Related Posts

Bina sahibi ve yöneticilerini yakından ilgilendiriyor: Süre uzatıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile mevcut binaların yangından korunma tedbirleri için süre 31 aralık 2025’e uzatıldı.

ABD’de uçak faciası: Kazada kurtulan olmadı…

ABD Federal Havacılık İdaresinden (FAA) yapılan açıklamaya göre, “Cessna 441” tipi uçak, Youngstown-Warren Havaalanı’ndan kalktıktan dakikalar sonra düştü. Kurtulanın olmadığı kazada, uçaktaki 6 kişi de hayatını kaybetti. Bir uçak kazası da ABD’de …

Kamyonetin kasasındaki jeneratör bir anda patladı! Tamirci alevler içinde kaldı

Nevşehir’in Kaymaklı beldesinde 21 Haziran’da yaşanan olayda, bisiklet tamircisi Yılmaz T., kamyonet kasasında tamir ettiği jeneratörün yakıt deposunun patlaması sonucu alevler içinde kaldı.

ABD Büyükelçisi Barrack’ın açıklamaları dünya basınında: ‘Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni dönem’

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Türkiye’nin F-35 programına yeniden dahil edilebileceğini ve CAATSA yaptırımlarının yıl sonuna kadar kaldırılabileceğini bildirdi. Dünya basını, Barrack’ın açıklamalarına ilişkin haberlerinde, Türkiye ve ABD ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığını kaydetti.

Erdoğan’dan Pakistan’a ‘taziye’ mesajı

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan’ın Hayber Pahtunhva eyaletinde düzenlenen bombalı saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Saldırıyı lanetleyen Erdoğan, “Dost ve kardeş Pakistan halkına ve hükûmetine taziyelerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.

‘PKK’nın silah bırakma görüntüleri hazır’ iddiası: Tarih belli oldu!

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de başlattığı yeni süreçte komisyon aşamasına geçildi. Ancak komisyon kurulmadan önce DEM Parti İmralı Heyeti’nin 8-9 Temmuz’da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Saray’da görüşeceği, o görüşmelerde de PKK’nın silah bırakma görüntülerinin kamuoyu ile paylaşılacağı öne sürüldü.