Gıda Endüstrisi Derneği Başkanı Özgür Özer, konserveler, UHT sütler, dondurulmuş meyve-sebze ürünleri ve bakliyat ürünlerinde katkı maddesi kullanılmadığını belirtti. Ancak soslarda, pudinglerde, mayonez ve ketçap gibi ürünlerde bazı katkı maddelerinin bulunduğunu açıkladı.
Özer, gıdalardaki katkı maddelerinin renklendiriciler, koruyucular, antioksidanlar, emülgatörler, stabilizatörler, asitlik düzenleyiciler, aroma artırıcılar ve tatlandırıcılar gibi kategorilere ayrılabileceğini belirtti. Bu katkı maddelerinin hangi gıdalarda ve hangi düzeyde kullanılabileceğinin uzun süreli araştırmalar sonucunda belirlendiğini dile getirdi.
“SAĞLIĞA ETKİLERİ BELİRLİ ZAMANLARDA İNCELENİYOR”
Özer, katkı maddelerinin kullanımında önemli olanın izin verilen ürünlerde önerilen dozajda kullanılması olduğuna dikkat çekerek, “Uygun bulunan katkı maddeleri, izin verilen dozajlarda sağlıklı bireyler üzerinde zararlı etkileri bulunmamaktadır. Saha çalışmalarının sonuçlarına göre, belirli periyotlarda tüm katkı maddelerinin sağlık üzerindeki etkileri tekrar incelenmektedir. Önemli olan, gerekli üründe, gerekli dozajın aşılmamasına dikkat edilmesidir. Bu nedenle her gıda işletmesinde gıda mühendisi istihdamı önemlidir.” şeklinde konuştu.
“DOĞRU ŞEKİLDE TÜKETİLEN KATKI MADDELERİ GÜVENLİDİR”
Gıda Kalitesi ve Güvenliği Baş Denetçisi Gıda Yüksek Mühendisi Gürcan Gürsu, marketler dışında “doğal” ibaresiyle satılan ya da açıkta satılan gıdaların daha doğal olduğu algısının yanıltıcı olduğunu belirtti.
Gürsu, katkı maddelerinin çeşitli amaçlarla gıdalara eklenebileceğine işaret ederek, “Mevzuatımız, 27 kategoride gıda tatlandırıcılarını sınıflandırıyor. Katkı maddeleri, gıda kategorilerine göre farklılık gösterebilir. Örneğin toz gıdalarda topaklanmayı önleyici katkı maddeleri kullanılabilir. Renklendiriciler ise formül gıdalarda daha sık görülebilir. Koruyucular genellikle gıdaların raf ömrünü uzatmak amacıyla diğerlerinden daha fazla kullanılır.” şeklinde konuştu.
Gürsu, hangi katkı maddesinin hangi grup gıdalarda ve ne miktarlarda kullanılabileceğine ilişkin limitlerin belirlenmesi için kapsamlı değerlendirmelerin yapıldığını vurgulayarak, bu değerlendirmelerin bilimsel deneylere dayandığını ifade etti.
Gürsu, katkı maddelerinin güvenlik değerlendirmeleri kapsamında, maddelerin kimyasal özellikleri, benzer maddelerle karşılaştırmaları, saflığı ve tüketildikten sonra vücutta ne gibi etkiler oluşturduğuna dair çalışmaların yapıldığını belirtti. “Bu şekilde ürün katkısının insan sağlığı üzerindeki etkileri incelenir ve kullanımına izin verilir ya da sınırlandırılır.” dedi.
Bazı gıda katkı maddelerinin toksik olabileceğini belirten Gürsu, “Belirlenen limitler dahilinde kullanılan ve önerilen miktarlarda tüketilen gıda katkı maddelerinin güvenli olduğunu söyleyebiliriz.” şeklinde değerlendirmede bulundu.
“HER KATKI MADDESİ ZARARLI DEĞİLDİR”
Gürsu, bal gibi ürünlerde katkı maddelerinin kullanımının yasak olduğunu hatırlatarak, buna karşın belirli gıdalarda belirli katkı maddelerinin kullanımının serbest olduğunu belirtti.
Gıda katkı maddelerinin genel olarak zararlı olmadığını vurgulayan Gürsu, “Gıdanın besleyici özelliklerini artırmak, ürünün kullanımını ve tüketimini iyileştirmek gibi durumlarda katkı maddelerinin kullanılmasında bir sakınca yoktur. Ancak belirlenen limitlere ve bilimsel kanıtlara uygun şekilde kullanılması önemlidir. Her katkı maddesi zararlı değildir. Tuz gibi, aşırı kullanıldığında sağlık sorunlarına yol açabilir” açıklamasında bulundu.
patronlardunyasi.com