Faydaları saymakla bitmiyor ama biri daha önde! Mis kokulu bir kahve mi tavşan kanı bir çay mı? Hangisi sağlığımız için daha faydalı?

“`html



Renkleriyle göz alıcı olan demlenmiş bir çay mı, yoksa kokusuyla büyüleyen sıcak bir kahve mi sizin tercihiniz?

Hem çay hem de kahve, bilim insanlarının uzun süredir araştırdığı iki değerli içecektir. Çeşitli çalışmalar, her iki içeceğin de düzenli ve dengeli tüketildiğinde sağlık açısından pek çok fayda sağladığını göstermektedir. Peki, hangisi daha yararlı?



The Washington Post’da yer alan bir makale, bu sorunun cevabını detaylandırıyor. Güncel araştırmalara odaklanan bu haberde, çay ve kahvenin sağlığa etkileri farklı başlıklar altında karşılaştırılarak analiz edildi.

İşte “Çay mı, kahve mi?” sorusuna bilimin yanıtı…



1) HANGİSİ DAHA İYİ BİR LİF KAYNAĞI?

İspanya’da yapılan bir çalışmada, kahvenin oldukça iyi bir lif kaynağı olduğu bulunmuştur. Örneğin, bir fincan kahve türüne göre (filtre, espresso veya instant) 1,1 ila 1,8 gram lif içermektedir.

Birçok kişi bu miktarın az olduğunu düşünebilir. Ancak aynı büyüklükteki bir portakal suyunun sadece yarım gram lif içerdiğini göz önünde bulundurursak, bu durum değişir.



Yetişkinler için önerilen günlük lif miktarı 25 gramdır ve bunun için bol sebze ve meyve tüketmek gerekir. Ancak, günde 2-3 fincan kahve içmenin sağladığı lif desteğini de unutmamak gerekir.

Çay ise maalesef lif açısından oldukça zayıftır. Ancak, çay yapraklarını bardağınıza bırakmayı tercih ederseniz, o zaman çaydan lif almanız mümkündür.

Sonuç olarak, kahve lif kaynağı olarak çayın önünde yer almaktadır.



2) HANGİSİ ODAKLANMADA DAHA ETKİLİ?

İşlerinizi bitirmek veya bir sınav için hazırlanmak istediğinizde, hem çay hem de kahveden faydalanabilirsiniz. Araştırmalar, her iki içecekteki kafeinin dikkat süresini, uyanıklığı ve tepki süresini artırdığını göstermektedir. Ancak kafein fazlası, sinirlilik ve aşırı uyarılma gibi olumsuz etkilere yol açabilir.



Kahve ve çaydaki kafein miktarını etkileyen bir dizi faktör mevcuttur. Mayo Clinic verilerine göre, 240 ml’lik bir kahve kupasında yaklaşık 100 mg kafein bulunurken, aynı miktardaki çayın kafein içeriği 50 mg civarındadır.



Surrey Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, katılımcılara günde dört fincan çay veya dört fincan kahve tüketmeleri istenmiştir. Her iki içecek, bilinçli farkındalık açısından fayda sağladığı görülmüştür. Fakat çayın, kahveye göre daha önemli bir avantajı olduğu ortaya çıkmıştır: Çaydaki kafein, konsantrasyonu artıracak düzeydedir ama uykusuzluğa neden olmayacak kadar azdır.

Sonuç olarak, odaklanma desteği açısından çayın kahveden daha iyi bir alternatif olduğunu söyleyebiliriz.



3) HANGİSİ BAĞIRSAKLARDAKİ BAKTERİLER İÇİN DAHA FAYDALI?

Kahve ve çay, bitkisel bileşikler olarak sağlık açısından birçok fayda sunmaktadır. Polifenoller, bu bileşiklerin kronik hastalık riskini azaltmada önemli bir rol oynamaktadır. King’s College London’dan Prof. Tim Spector, polifenollerin bağırsaklarda yaşayan faydalı bakterilere enerji sağlayan bir tamamen yeni etkiyle (jet yakıtı olarak) çalıştığını belirtmektedir.



Yapılan araştırmalar, kahvenin polifenol içeriğinin yeşil çaydan daha fazla olduğu göstermiştir. Japonya’da 2009’da gerçekleştirilen bir çalışmada, sonuçlar kahvedeki polifenol oranının yeşil çaydakinden fazla olduğu kanıtlanmıştır.

Spector, kahve tüketenlerde bağırsak sağlığına olumlu etkisi gözetilen bazı bakterilerin daha çok bulunduğunu belirtiyor. Böylece kahve, çaya karşı bir üstünlük kazanmıştır.



4) HANGİSİ DAHA KALP DOSTU?

İngiltere ve Çin’deki iki kapsamlı araştırma, hem çayın hem kahvenin kalp sağlığı için yararlı olduğunu ortaya koymuştur. İkisinin de kalp hastalığı ve felç riskini azalttığı belirlenmiştir.

Ayrıca, her iki içecekteki polifenoller kalp sağlığını destekleyici özellikler taşıdığı bilinmektedir.



Ancak bu çalışmalar, sadece çay veya kahve içmenin kalp hastalıklarından korunmak için yeterli olmadığını da vurguluyor. Çay ve kahve tüketen kişilerin daha aktif bir yaşam tarzı ve sağlıklı bir diyet uyguladıkları için bunda rol oynuyor olabileceği unutulmamalı. Hem çayın hem de kahvenin, içerdiği antioksidanlar ve polifenoller sayesinde kalp sağlığını koruyucu etkileri vardır.



5) HANGİSİ KANSER RİSKİNİ DÜŞÜRMEDE DAHA ETKİLİ?

Çeşitli araştırmalar düzenli kahve tüketimi olan kişilerde kanser oranlarının daha düşük olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle 2011 yılında Çin’de gerçekleştirilen bir çalışma bu durumu desteklemektedir.



Bu araştırmada, 40 farklı grup üzerinde yapılan 59 çalışmanın verilerine göre, düzenli kahve tüketenlerin kanser kullanım oranının, nadiren veya hiç içmeyenlere oranla %13 daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Özellikle kolorektal, prostat, karaciğer, endometrial, ağız ve meme kanserine karşı koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir.



Ancak bu, “kahve içenler kanser olmaz” anlamına gelmemektedir. Amerikan Kanser Topluluğu, kahvenin içeriğindeki aktif bileşenlerin inflamasyonu azaltma, hücre hasarını önleme ve DNA tamir süreçlerine katkı sağlama konularında önemli bir rol oynadığını ifade etmektedir.



Diğer yandan çay tüketiminin kansere karşı koruyucu etkisi üzerine şu ana kadar çok az çalışma yapılmıştır. 113 araştırmanın değerlendirildiği bir meta analizde, çayın kanser riskiyle ilişkisinin sınırlı kanıtla desteklendiği görülmektedir.

Özetlemek gerekirse, mevcut veriler ışığında, kanser riskini önlemede kahvenin açıkça daha etkili olduğu söylenebilir.



6) HANGİSİ TIP 2 DİYABETİ ÖNLEMEDE DAHA BAŞARILI?

Kahve, kafein sayesinde içildikten hemen sonra kan şekeri seviyelerinde kısa süreli bir artışa yol açabilir. Ancak geniş kapsamlı araştırmalar, düzenli kahve tüketimi olan bireylerin Tip 2 diyabet geliştirme riskinin daha düşük olduğunu göstermektedir.



Northwestern Üniversitesi’nde yapılan çalışmalara göre, kahvede yer alan klorojenik asidin, insülin hassasiyeti ve kan şekeri kontrolünü iyileştiri özellikler taşıyabileceği ifade edilmektedir. Günde dört fincana kadar kahve tüketen bireylerde, diyabet riski %25 oranında düşmektedir.



Çay, klorojenik asit içermese de, kan şekeri kontrolüne yardımcı olabilecek diğer bitkisel bileşikler bulundurmaktadır. Ancak çay ile diyabet riski arasındaki ilişkide çelişkili sonuçlar elde edilmiştir.



Örneğin, Çin’de dört fincan veya daha fazla çay içenlerin diyabet riskinin azaldığına dair bulgular vardır. Japonya’daki çeşitli çalışmalarda da yeşil çayın benzer etkilere yol açabileceği yönünde sonuçlar elde edilmiştir.

Ancak çay ile diyabet riski arasında doğrudan bir bağlantı kuran araştırmalar henüz yeterince desteklenmemiştir. Sonuç olarak, kahvenin diyabet önleme konusunda daha güçlü kanıtları bulunmaktadır.



7) HANGİSİ STRES SEVİYESİNİ DÜŞÜRMEDE DAHA ETKİLİ?

Stresi etkili bir şekilde azaltmak istiyorsanız çayı tercih etmelisiniz. Yapılan bir araştırma, yeşil çayın stresli durumlarda rahatlatıcı bir etkisi olduğunu ortaya koymuştur.



Ayrıca, çayın kortizol seviyelerini düşürmesi, stresin azalmasında yardımcı olabilir. Bu rahatlama etkileri, çayın içeriğindeki L-teanin maddesinden kaynaklanmaktadır. Kafein ise kaygı ve huzursuzluğa yol açabilir; fazla alımı uykusuzluğa neden olabilir.

Dolayısıyla rahatlamak için çay en iyi seçenek olarak öne çıkıyor.



8) HANGİSİNİ İÇENLER DAHA UZUN YAŞIYOR?

İyi haber şu ki, hem çay hem de kahve içenler, bu içecekleri tüketmeyenlere göre daha uzun yaşamaktadır.



Çay, yaşam süresini uzatma potansiyeline sahip bulunmuştur. Örneğin, İngiltere’de yapılan bir çalışma, günde en az iki fincan çay tüketenlerin ölüm riskinin, çay içmeyenlere göre %9 ila 13 daha düşük olduğunu göstermektedir. Yeşil çayın da benzer etkiler yarattığı düşünülmektedir.



Çay, polifenoller ve faydalı bileşikler açısından oldukça zengin bir içecektir. Bilim insanları, çaydaki bileşiklerin stresi ve inflamasyonu azaltma potansiyeline sahip olduğunu belirtmektedir. Ancak, çayın tüm bu etkilerinin daha iyi anlaşılabilmesi için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.



Kahve ile ilgili yapılan 2022 tarihli bir araştırmada, 172 bin kişinin yaklaşık 7 yıl boyunca takip edilmesi sonucunda, günde 2,5 ila 4,5 fincan kahve tüketenlerin ölüm riskinin, kahve içmeyenlere kıyasla %30 daha düşük olduğu bulunmuştur. Hatta az miktarda şeker ekleyenler bile sağlık yararları görmüştür.



Ancak, bu araştırmaların gözleme dayalı olduğunun unutmamak gerekir; sonuçlar nedenselliği kanıtlamamaktadır. Yani, “Kahve veya çay içmek hayatı uzatır” demek yanıltıcı olabilir. Fakat, her iki içeceğin de sağlıklı bir yaşam tarzını destekleyebileceği düşünülmektedir.



Harvard Tıp Okulu’ndan Dr. Chopra, kahve tüketenlerin daha düşük ölüm oranlarıyla ilişkili olduğunu gösteren pek çok çalışma bulunduğunu belirtmekte ve “Bu konuda araştırmalar devam etmektedir.” ifadelerini kullanmaktadır.

Sonuç olarak, “Çay mı kahve mi?” sorusu için her iki içeceğin de sağlık açısından önemli yararları bulunmaktadır.



SONUÇ

Çay ve kahvenin sağlıklı faydalarına yapılan bu karşılaştırmada, kahve küçük bir avantajla öne çıkmaktadır. Bir fincan kahve, lif açısından zengin olup bağırsak sağlığını destekleyici ve kanserle diyabet riskini azaltma özellikleri sunmaktadır. Bununla birlikte, çay severlerin de moral bulabileceği pek çok fayda bulunmaktadır; tansiyon, kolesterol, stres seviyeleri, zihinsel sağlık ve verimlilik açısından çayın yararları göz ardı edilemez.

Kalp sağlığı ve yaşam süresi açısından ise her iki içecek de son derece faydalıdır.



Ancak unutulmaması gereken bir nokta var: Çay etkileri üzerine yapılan araştırmalar, kahve ile kıyaslandığında daha kısıtlı sayıda kalabiliyor. Bu sebeple, kahvenin daha fazla faydaya sahip olduğu düşünülüyor. Gelecekte çay üzerine daha fazla araştırma yapıldıkça yeni faydalar gün yüzüne çıkabilir.

Dr. Chopra, “Çay içen arkadaşlarımın yakın gelecekte çayın başka yararları olduğuna dair yeni bilgiler edinebileceklerini düşünüyorum,” şeklinde belirtiyor.

The Washington Post’un “Coffee vs. tea smackdown” başlıklı haberinden derlenmiştir.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir